Bölüm 3 Abdullah Aşık mı oluyor…?

Direksiyon başında daldığı düşünceler girdabından cama vuran yağmur taneleri ile uyandı, Kocaeli sınırlarına girmiş Karamürsel İlçesi içerisindeydi, yağmur şiddetini arttırdıkça o hızını düşürüyordu. Bir an yol kenarında sırılsıklam halde kendisine durması için işaret yapan birini fark etti, ancak onu 15-20 metre geçebildikten sonra durabilmişti dikiz aynasından baktığında koşarak gelenin genç bir kız olduğunu gördü, neden durmuştu, bu kızı arabasına almalı mıydı?

Kendisine mahrem olan biriyle seyir halinde olan bir otomobil dahi olsa kapalı bir alanda birlikte olmaması gerekiyordu, arkadaşlarının parklarda, banklarda yaşadığı aşkları fani ve bayağı görüyor, biz evleneceğiz söylemlerini ise nefsin aldatmacası olarak nitelendiriyordu.

Arabanın kapısını açıp hızlıca ön koltuğa oturan kız nefes nefese kalmış ve sırılsıklam olmuştu, önce sessizce birbirlerine baktılar ve sonrasında sessizliği ilk bozan kızın merhabası oldu:

−Merhaba ben Züleyha durduğun için teşekkür ederim.

Züleyha’nın uzattığı eli hala havadayken, merhaba, deyip sağ elini kalbinin üzerine götürdü Abdullah. Elini yavaşça dizinin üzerine koyduktan sonra konuşmasına devam etti, siz olmasaydınız ne yapardım bilemiyorum İzmit’e gidecektim yağmur birden bastırdı ve otobüs bir türlü gelmedi, gerçekten beni arabanıza aldığınız için teşekkür ederim.

Rica ederim zor durumda olduğunuzu görünce durmak zorunda kaldım, ben de İzmit’e gidiyorum sizi de bırakmış olurum sorun değil dedikten sonra gözleri istemsizce aracına aldığı misafirine takıldı, çok ıslanmışsınız klimayı sıcak ayarında açalım ki hasta olmayın!

Bu sözleri eli havada kalan kızı bir nebze de olsa teselli etmişti, çok incesiniz diye cevap verirken tebessümle karışık cilveli bir bakış attı Abdullah’a, güzel bir kızın böylesi bakışlarına muhatap olup ta etkilenmemek elde değildi elbette, etkilenmişti Abdullah.

 

Abdullah’ın bu nazik tavırlarından cesaret alan kız, “Müzik açabilir miyim?” talebinde bulundu, Abdullah bunu bir fırsat olarak niteleyip, “Ben ilahi ve ezgi dinlerim isterseniz açayım” diyerek hoşlandığı bu hanımefendiyi İslam çizgisine çekmek adına bir hamle yapabileceğini düşündü. Tamam dedi Züleyha benim için de değişik bir tecrübe olur diye de ekledi.

Her zaman dinlediği cd zaten hazırdı en sevdiği parça üçüncü sıradaydı onu da ayarladı ve sesi bir miktar daha açtı ekranda parça adı yazıyor saniyeler ilerliyor fakat hala ses gelmiyordu, ayarları kontrol etti, eksik bir şey görünmüyordu. Birden bir ses hışırtısı duyuldu elini teyp ’ten çeken Abdullah parçanın başlamasını beklerken tok bir sesle bir ayet okundu:

“Bismillahirrahmanirrahim (Ey Habibim!) Mümin erkeklere söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar (Nur,30)

Şaşkınlık içerisinde kalan Abdullah ne yapacağını bilemeden aniden kapattı teybi, suratı kıpkırmızı olmuş nefes alış verişi hızlanmıştı, bunun bir mesaj olduğunu düşünürken, bu durumu karşı tarafa nasıl izah edeceğini hesaplıyordu.

Züleyha el sıkmama hadisesinden sonra yaşanan bu duruma iyice sinirlenmişti, “Ben sizin arabanıza zorla binmedim, madem ben size haram oluyorum almasaydınız beni, hatta çekin kenara ineyim böyle subiliminal mesajlar falan hiç hoş değil yani…

Bu durum karşısında mahcup olan Abdullah ne diyeceğini bilemez bir haldeydi, ama kızı indirmek te istemedi ve Züleyha’ya şöyle bir seçenek sundu:

“Telefonunuzda muhakkak müzik vardır verin telefonunuzu araca bağlayalım sizin istediğiniz parçaları dinleyelim olur mu, hem böylelikle az evvel yaşananın istem dışı bir hadise olduğuna bir nebze de olsa inanırsınız belki?”

Aralarındaki diyalog gerilmişken bu çıkışla yumuşayan kız çantasından çıkardığı telefonu Abdullah’a uzattı, gerekli bağlantı yapıldıktan sonra telefonun içerisindeki müziklerden birini açtı ve belki yabancı müzik sevmezsiniz ama bu parça evrensel bir parçadır muhakkak duymuşsunuzdur, beğeneceğinizi umuyorum dedi.

Aradan henüz 3-5 saniye geçmişti ki aynı ses bu sefer bir diğer Ayeti okumaya başladı:

“Bismillahirrahmanirrahim Mümin kadınlara da söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar (Nur,31)

Ayet okuması bittikten sonra telefon da kendiliğinden kapanmıştı, gelişen bu durumu Abdullah’ın bir şekilde araç kiti ile organize ettiğini düşünen Züleyha iyice sinirlendi: “Zaten ineceğim yere çok yaklaştık lütfen sağa çekin ben inmek istiyorum”

Abdullah, bakın benim bu işe bir dahlim yok diyecekti ki Züleyha durmuş olan otomobilden çoktan inmişti, kız indikten sonra radyoyu, cd çaları birçok kez açıp kapattı ama bir daha o sese rastlayamadı, vardır bunda da bir hayır deyip yoluna devam etti.

Züleyha Üniversite öğrencisiydi, öğrenci evine sırılsıklam ve öfkeli bir şekilde girdiğini gören arkadaşları ne olduğunu soracakken “Kızlar hiçbir şey sormayın, zaten sinirlerim yeterince bozuk, bir de sizin kalbinizi kırmayayım” çıkışına maruz kaldılar.

Odasına girdiğinde bir yandan üzerini değişip, bir yandan da söylenmeye devam ediyordu:

Beyimize bak sen şuradan şuraya götürecek başımıza hoca kesiliyor, ulan madem sofisin alma arabana kardeşim Allah Allah ya…

Öfkesi bedeninin kasılmasına ve yorgunluğunun artmasına sebep oluyordu, uzandığı yatağında çok geçmeden uyuyakalmıştı. Rüyasında Mısır’da Firavun Sarayındaydı bir odanın önüne geldiğinde kapıda görevli “Bekleyin haber geldiğinde sizi içeriye alacağız” dedi. Kısa zaman sonra içeriye buyur edilmişti, karşısındaki Yusuf as. Hanımı Züleyha’ydı, kendisini çok güzel bulmasına rağmen onun bu güzelliği karşısında büyülenmişti adeta.

Adaşını anlından öpen Züleyha “Sana bu güzelliği veren Rabbimiz senin harama bulaşmanı istemedi. Unutma ki bu güzelliğin fani, yaşlanacak ve bu güzelliğini kaybedeceksin, yine unutma ki her bir kula duyduğun aşk ta fani olacak, lakin bazı aşklar vardır ki seni baki olan aşka götürür, işte sen böyle bir aşk ile nasiplendirileceksin.”

Araya girmek, kimi kastediyorsunuz diye sormak istedi ama Züleyha müsaade etmeyerek konuşmasına devam etti “ Sakın Rabbini basit bir teknolojiye hükmetmekten aciz sanma! O seni zatına çekmek istediği zaman akıl ile idrak edemeyeceğin hadiseler yaşamaya başlarsın, yaşadığın hiç bir şey tesadüf değildir, aynaya baktığında gördüğün güzelliği yaratan Rabbinden habersiz, onun emir ve yasaklarına aldırmadan yaşamaya hakkın yok…

Bu kısa konuşmadan sonra Züleyha Validemiz adaşı Züleyha’ya beyaz renkli bir kese uzatır ve bunu toprağa ekmesini tembihler. Züleyha yatağından fırlarcasına uyandığında kan ter içerisinde kalmıştır, böylesine gerçekçi bir rüya daha görmediğini düşünürken gözü eline ilişir…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Post Created 86

Bölüm 3 Abdullah Aşık mı oluyor…?” için bir görüş

  1. Yani yazdığın yazıları okumak gerçekten güzel , sonunda düşünmek , silkelenmek ve hatta uyanmak olunca tadı bambaşka oluyor , bizi böyle bir yazı dizisiyle bulusturdugun için teşekkür ederim , çok okuyan biri olmama rağmen verdiğin emeği okumaya çalışıyor ve hatta dersler alıyoruz , yüreğine kalemine sağlık. Allah razı olsun .

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Benzer yazılar

Begin typing your search above and press enter to search. Press ESC to cancel.

Üste dön