Filmin sonrasını isteyen Yeşil Çam’dan isteyenler tarih kitaplarından takip edebilir.
Bu kısa sahnede anlayana o kadar çok hisse var ki aslında, Osmanlı’dan sonra kısa vadeli de olsa bir kimlik bunalımına giren Milletimize bir yol haritası mahiyetinde dahi kabul edebiliriz. Tarihinden ve tüm manevi değerlerinden koparılmak istenen Millet bu kısa sahnedeki duruşu göstermekle sorumludur.
Elinden alfabesi alınmak suretiyle Kuran ile bağı koparılmak istenen genç:
-Elif benim, Vav benim demek zorundadır!
Kendisine Batı Medeniyetinin çürümüş, kokuşmuş ve bozuk ruh halinin ürünlerini, sözde düşünür öz de çıkmaz sokakların ve sancılı gönüllerin sahiplerini, gönle kasvet veren baki huzur ve ebedi aşktan bir haber kelamları kakalamak isteyenlere inat,
Mevlana benim Yunus benim diye haykırmak zorundadır!
Genç Adam! Yüz yılı aşkın bir süredir elinden alınmaya çalışılan tüm değerlerine sıkı sıkıya bağlı kalacak, bu kutlu Medeniyeti vahyin ışığında inşa eden gönüllerden biri olmayı bir emir telakki edecektir.
Devrin yöneticilerinin hata ve eksiklerini gördüğünde şu hadisi hatırlayıp, yöneticilerin film sahnesindeki Kara Murat gibi kendisine giydirilmeye çalışılan köle gömleğini yırtıp atıncaya dek duacısı olacak, bu da yetmeyecek kavli duayı fiili duaya geçirip son nefesine kadar hak yolda mücadele etmekten geri durmayacaktır.
“İdarecilerinizin kötü bir halini gördüğünüz zaman, onlara hayır dua ediniz ve mutlaka kendinizde olan bir kötü huyunuzu düzeltiniz. Hadisi Şerif”
Günümüz Müslüman Genci içleri boşaltılan, türlü sahtekâr ve münafıklar sayesinde halkın nazarı itibarından düşürülen “Cihad, Mücahid, Dava” gibi nice kavramları düştükleri yerden kaldırarak:
-Mücahid benim, ben Mücahidim, İlayı Kelimetullah benim Davamdır, ben Dava Adamıyım demek mecburiyetindedir.
Bugün yeniden Cihan Devleti olma adına işte tüm bu değerlerimize sahip çıkıp, ondan sonra sözümüzü söylemeliyiz, her bir evin penceresinden duymak istediğimiz çığlıklardır:
Gazali benim, Fuzuli benim,
Abdülhamid benim, Aliya benim,
Seyid Kutup, Necip Fazıl, Cemil Meriç benim…
Mevlana Hazretlerinin dediği gibi “Pergelin iğneli ayağı sabittir benim dinimde, ama diğer ayağıyla yetmiş iki milleti dolaşırım”.
Önce Pergelin bir ayağını sabitle, kim olduğunu, ne yapmak istediğini, nasıl yapacağını bil, sonra çık Cihan sahnesine çık ta İnsanlık Medeniyet görsün.
Bize kalemle yazmayı öğreten Rabbimize şükürler olsun.
Kalemine sağlık Kardeşim Rabbim istikametten ayırmasın Vesselam