İnsanların dini hatırladıkları ve ihtiyaç duydukları anların başında gelir ölüm korkusu!
Dün İstanbul depremi vesilesiyle ölümü bir kez daha derinden hatırlamış olduk,
Ölümü ve ölüm sonrasını, kulluk durumumuzu, Rabbimizle olan ilişkimizi getirdik gözümüzün önüne,
Bugün ölsek acaba halimiz nice olur? Sorusu yankılanırken gönlümüzde,
Ertelediğimiz, hep bir kenarda tutuğumuz yeni başlangıçlar besmeleler geldi aklımıza,
Namaza başlamamız için çekeceğimiz besmelenin durduğu rafın tozlandığını gördük,
Belki de artık tesettüre girsem mi diye içimizde tuttuğumuz hissiyatın kuvvetlendiğini hissettik,
Deprem gibi tabii afetler Rabbimizin bir uyarısı, merhametine sığınırız belki cezası veya lutfudur,
Hamd olsun ki can kaybı yaşanmayan bu depremi bir uyarı olarak görmek,
Sürekli tehir ettiğimiz kulluk vazifelerimize sarılmak için bir fırsat bilmek,
Allah’ın yeni ve daha büyük afetlerinden yine Allah’ın merhametine sığınmak en güzel yol olacaktır.
Mehmet Ali Paşa da yakalandığım depremde “Ne oluyor lan” tepkilerini duymuştum,
Ne oluyor lan demeye fırsat kalmadan yaşayacağımız ölüm hadisesi gelmeden,
Dünyaya imtihan olmak üzere gönderilmiş bir kul olduğumuzu, sorumluluklarımızın olduğunu,
Bir hesap gününün olacağını ve yaptığımız yapmadığımız her şeyden hesaba çekileceğimizi,
Cennet’in ve Cehennemim hak olduğunu hatırlayıp kulluğa açılan kapıdan girmemiz ümidiyle…
Bize kalemle yazmayı öğreten Rabbimize şükürler olsun.