İki hafta önce okutulan hutbe büyük çoğunluğu Cuma’ya dahi gitmeyen bir kesimin tepkisini çekti. Gazeteler son dakika kliği ile geçerken, hutbenin geniş çevrelerce tepki çektiği iddia edildi.
Hutbenin tepki çeken kısmını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali ERBAŞ’ın eklediği iddia edilerek Diyanet İşleri Başkanı hedefe konuldu ve tepkilerin odağı haline getirilmeye çalışıldı.
Peki, neymiş bu kadar tepkiye sebep olan hutbenin o güya sonradan eklenen bölümü “Mesai ve ders saatleri Cuma Namazına göre ayarlanmalı” demiş İmam efendiler Minberden.
Düşünüyorum da bu teklif kimin neden sinirini bozar, halkı Müslüman olan bir ülkenin böyle bir ayarlamaya muhtaç olması tepki gösterilecek bir durum iken böyle bir ayarlamaya tepki verenlerin nasıl bir nedenleri var merak ediyorum?
Mesai ve Okul saatleri namaz vakitlerine göre ayarlanır, yine isteyen namaza gider isteyen süreyi nasıl istiyorsa öyle değerlendirir.
Siz kim oluyorsunuz da böyle bir düzenlemenin karşısında duruyorsunuz!
Yasakçı ve İslam düşmanı karakteriniz her fırsatta gösteriyorsunuz!
Yarın iktidar sizlerin istediği kişilerin eline geçerse ne olacak?
Bu duruma kahir ekseriyeti sessiz kalan Müslümanlardan, Sivil Toplum Kuruluşlarından da ayrıca bizarım.
Özgürlüklerin önünü açmak, yasakçı zihniyete set çekmek, hakların sahiplerine ulaşmasını sağlamak gibi birçok mesele Siyaset kurumunun asli vazifesidir; Sivil Toplumun da toplumda yaşanan sorunları Siyasetin önüne koymak, çözüm sağlaması adına çaba harcamak gibi bir asli vazifesi olduğu inancındayım.
Bir takım güruh kin ve nefretlerini açıkça ve korkusuzca sergilerken, mağdur, hakkı gasp edilmiş Müslümanların susması bize yakışacak bir tavır değildir.
Buradan açıkça söylüyorum Mesai ve Ders saatleri Namaz Vakitlerine göre ayarlanmalıdır, Müslümana yakışan tavır Günaydın demekten ziyade Allah’ın selamını vermektir ve bu bizim en doğal hakkımız, kimseye sormadan işleteceğimiz süreçtir.
Hal böyleyken kimin Namaz kılacağına, kimin selam verip Günaydın demeyi tercih edeceğine de karışmak bizim haddimiz değildir. Diyanet İşleri Başkanı bu konuda Müslümanlara bir tavsiye ve yönlendirmede bulunmuştur, ister uyarsın, ister uymazsın, ama yaygara koparıp hadiseyi de mesele etmeye gerek yoktur.
Süreci iyi takip edelim, kimlerin nelere tepki verdiğini iyi okuyalım, yasakçı zihniyetin karşısında olan ve ön açan her yöneticimize de sahip çıkalım vesselam.
Bu hadiseyi takip ederken gönlüme Arif Nihat Asya’nın bir şiiri geldi, bu şiirin bir dörtlüğünü sizlerle paylaşıp olaya noktayı koyalım.
Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu
Ne olduysa hep bize azar, azar oldu
Sen Hıristiyan mısın? Diye sorsan darılır
Yılbaşında hindi kaz yemesine bayılır
Çam deviren hindi ki nasıl mümin sayılır
Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz
Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz.
Bize kalemle yazmayı öğreten Rabbimize şükürler olsun.