Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti’yi kurarken belki de en büyük meydan okumasıydı bu söylem, heyecanlıydı, umutlu ve kararlıydı, kürsüden ağzından dökülen cümleler kendisine ve davasına güveninin ispatıydı “Bu günden sonra Türkiye’mizde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedi.
İnançları yüzünden ötekileştirilen, baskılanan ve yasaklarla mağdur edilen, başörtülü kızlarımız, İmam Hatipli gençlerimizin önü açılmıştı, duble yollar, köprüler, tünellerle ulaşımda emsali görülmemiş hizmetler yapılmış, Sağlıkta devrim niteliğinde yenilikler yapılmış, Eğitimde Cumhuriyet döneminden fazla derslikler, Okullar, Üniversiteler kurulmuştu, Recep Tayyip Erdoğan hizmet siyasetinde adeta bir çağ açıp bir çağ kapatmıştı…
Söylediği gibi olmuştu, Türkiye’de hiçbir şey artık eskisi gibi değildi.
Şimdi bu eskisi gibi olmayan, birçok sorunu çözülmüş, yasakçı zihniyetten kurtulmuş, darbelere darbe yapıp, darbecileri tarihe gömmüş Türkiye’ye doğmuş bir nesil var, onlar bu yapılan hizmetlerin merkezinde değillerdi, ne başörtüleri yüzünden okullarından sürüklenerek çıkarıldılar, ne ilaç kuyruğunda beklediler, ne de 1 saatlik yolu 3-4 saatte kat ettiler…
Onlar hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı bir Ülkeye doğmuşlardı zaten, yapılan bu devrim niteliğindeki hizmetlerin getirdiği konforu hissetmediler, hissetmeleri de beklenemezdi. Onların başka beklentileri, başka hedef ve ihtiyaçları var, gençlerimizi geçmişte yaptığımız hizmetlerle değil, onların yeni ihtiyaç ve hedefleri noktasında çalışarak ikna edebiliriz ve bunu da başaracak yegâne hareket yine AK Parti’dir.
Bir de, eskiye dönmek istemeyen kesimin durumu söz konusun, ekonomik dar boğazdan AK Parti sayesinde çıkmış, babasının ömrü boyunca çalışıp alamadığı ev ve araba gibi ihtiyaçlarını kısa sürede çözmüş bu kesim AK Parti öncesi eski karanlık günlere dönmek istemiyor, AK Parti’nin sağladığı bu müreffeh ortamın devam etmesini, hatta artarak devam etmesini bekliyor, bu kesimi de haksız göremez, taleplerini yok sayamayız, biz yaptık yine yapacağız mottosuyla canla başla çalışmak zorundayız.
CHP’de eskisi gibi değil.
AK Parti, en büyük gücün ve iradenin Milletin ta kendisi olduğunu herkese kabullendirdi. Millete rağmen hiçbir şey yapılamayacağını anlama becerisi gösterenler de ister istemez değişmek zorunda kaldılar.
CHP’de bu değişimden payını aldı, almaya devam ediyor, geçmiş dönemde Kuran-ı Kerim dağıtmanın (İbrahim Karaosmanoğlu Belediye Başkanı olarak dağıtmıştı) parti kapatılma sebebi olarak görülen Türkiye’den seçim kampanyasında Cami önlerinde Yasin Cüzü, tespih, takke dağıtılan duruma geldik (Fatma Kaplan Hürriyet, seçim boyunca cami çıkışlarında Yasin Cüzü, takke, tespih dağıttı).
Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Meclisini Fatiha ile açtı diye Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline getirilmişken, Ekrem İmamoğlu’nun Kuran tilavetini gözümüzün içine sokmadılar mı?
Evet, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir, önemli olan değişimin, samimi, yararlı ve kazanmaktan ziyade kazandırmak için yapılmasıdır.
Bize kalemle yazmayı öğreten Rabbimize şükürler olsun.
