Bazı kitaplar yüreğinize dokunur, hayatınızın her anını gözden geçirmenize vesile olur. Bir cümle üzerine saatlerce düşünmeye iter sizi. İşte bu kitapta bunları fazlasıyla yaşayabilirsiniz. İçimize dönmek, İslamı yaşamaya kendimizden başlamamız için enfes bir kitap. O halde buyrun kitaptan alıntı birkaç satırda buluşalım.
1. Müslümanın en etken tebliğ aracı bizzat yaşayışıdır.
Mü’min kişi nasihat etmek, örnek teşkil etmek istiyorsa bunun en birinci metodunun kendi yaşayışı olduğunu unutmamalıdır. Örneklik teşkil etmek sözden daha etkilidir.
2. Kim var diye sorulduğunda sağına ve soluna bakmadan ben varım demek!
İnsanlar bugün konuşulanı işitiyor, fakat söz onları harekete geçirmeye yetmiyor. Onun aklını başına getirmek için yakasından tutup sarsmak da işe yaramayabilir. Ondan yapması beklenen şey neyse, onu ben yapmalıyım diye öne çıkmak gerekiyor. Bugün İslamın emirlerini yerine getirmek için her müslümanın ben bu davanın bir ferdiyim demesi, “İslamın emrettiklerini herkesten önce ben yerine getirebilmeliyim” şuurunda olması gerekiyor.
3. İnsanlar tek başlarına, münferit olarak İslamı yaşamadan nihai sonuca varamazlar. Bunu beklemek hayaldir.
Evlerimiz, sokaklarımız, ülkeler, kıtalar İslam ile buluşsun istiyorsak öncelikle kendi içimizde bir İslam devleti kurmalı, islamın bizler için öngördüğü bir hayatı yaşamalıyız.
4. Müslümanlar, kendi doğrularına göre yaşamayı hedeflerinin önüne koymadıkça başkalarının dümen suyunda sürüklenip duracak demektir.
Kuran-ı Kerim çizgisinde nebevi bir hayatı yaşamaya talip olmalı müslüman, bunu yapmadığı takdirde başkasını taklitten öteye geçemeyen bir yaşamda öğütülüp yok olmaya mahkûm kalır.
5. Müslümanlar arasında kaç kişi büyük işlerini bırakıp küçümsemeden ilmihal okumaya talip acaba?
Çok haklı bir tesbit. Her müslümanın üzerine farz olan ilmihal bilgisini kaçımız biliyor, kaçımız hayatımızda uyguluyoruz?
6. Hissettiğim bir gerçek var: İslam, alelade, vasat, sıradan insanları bile bir hikmet kaynağı haline dönüştürmektedir.
Bunu bize en iyi örnekleyen sahabe-i kiram efendilerimizdir. İslamdan önceki halleri ve sonraki halleri muazzam bir değişim örneğidir. Onlar İslamla zilletin çukurlarından çıkıp izzetin doruklarına yükselmiş ve bütün insanlık için birer hidayet meşalesi olmuşlardır. Rabbim bizlere de bu izzeti yaşamayı nasip etsin.
7. Putunuz ile aranız nasıl?
Bir kez Allah dedikten sonra her çeşit putla, putçulukla savaşmak şarttır; fakat savaşın mücerret sebebi putlara karşı koymak değil, Allah’ın vaz ettiği dini, insanlar arasında yürürlüğe koymaktır. Putlara karşı savaşmaksa, sadece savaşma sebebinin doğal sonucu olarak ortaya çıkar. Müslümanın en birincil vazifelerinden biri hayatın her alanında yerleşmiş olan bu bazen mal, evlat, dünya sevgisi, diploma vb. durumlarda karşımıza çıkan putçulukla en etkili şekilde savaşmak ve bunu uygun tebliğ metoduyla yapmaktır.
8. Ölçü elbet şeriattır.
Müslümanın dünyasını, yaşantısını şekillendiren yegane şey elbetteki Allah’ın şeriatıdır. Mü’min insan bunun idrâkıyla hayatını şekillendirmelidir.
9. Şimdi değilse ne zaman?
Pişman olmamak için artık bir yerden başlamalı! Hep yaşayacağımız vehmiyle şu anda yapabileceklerimizi, hep sonraya erteleyip duruyoruz. “Erteleyenler helak oldu” düsturuyla Bismillah deyip başlayamadığımız ne varsa onun için harekete geçelim. Hadi!
10. Müslümanın iktisat anlayışı
Bugünün Müslümanı mesela faizin haram olduğunu bilir, bilmekle kalmaz faizin haramlığına içtenlikle inanır, fakat mevcut dünyada geçerliliğini yitirdiği, faizsiz bir iktisadi hayatın mümkün olmadığı zannını da taşır. Aslında burada örtülü olarak helali haram veya haramı helal kılan bir görüşe sahiptir. Fakat kendisine bu görüşte olduğu söylense, onu da reddeder. Kanayan yaramız günümüz modern(!) Müslümanı Sözlerimiz ve yaptıklarımız Allah’ın şeriatına uygun olmalı ve söylediklerimiz yaptıklarımızla uyum içerisinde yani ilim ve amel bir bütünlük oluşturmalıdır.
Kaynaklar
Rasim Özdenören Müslümanca Yaşamak -İz Yayıncılık :2016 (Suffagah)