Yaşadığımız ve Gölcük, Düzce, Van, Erzincan gibi bölge dahi belirtemediğimiz geniş bir alanda vuku bulan Asrın Felaketi boyutundaki depremde vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarını kaybeden ciğerleri yanan kardeşlerimize de sabırlar niyaz ediyorum.
Gece yaşanan depremin sabahına adeta bir şokla uyandık hepimizin 99 da aldığı yara kanamaya başlarken ekranları gözyaşlarıyla takip etmeye başladık ve yaşadığımız şokun ardından aklımıza hemen o soru geldi:
Ne Yapabiliriz?
O günün akşamı arabalarını erzak ve giyeceklerle doldurup yola revan olan arkadaşlarımız oldu, hazırlıklarını acilen tamamlayıp bölgeye giden gönüllü arama kurtarma ekiplerimiz oldu, bu Milletin çocukları bile yolladığı montun cebine mektuplar yazarak, resimler çizerek bölgedeki kardeşlerine moral vermeye, onlarla beraber olduğunu göstermeye çalıştı…
Bizimle beraber birileri daha vardı aynı soruyu kendilerine soran, çünkü Can Ataklı’nın arzu ettiği “Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için büyük bir deprem, çok büyük bir sel veya yangın çıkması lazım” dediği olaylardan biri olmuş ve çok büyük bir deprem meydana gelmişti!
Böylesine bir durumu dahi Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için kullanacaklarını evvelden açık açık beyan edenler Ne Yapabiliriz sorusunu Milletin yarasını sarmak için değil, Tayyip Erdoğan’ı göndermek için ne yapabiliriz olarak değerlendirdi ve hemen o minvalde çalışmalarına başladılar.
Bizim gayemiz bu ortamda siyaset yapmamak, her şeyi bir süreliğine tehir edip tüm dikkatimizi bölgeye vermek dedikçe, onlar yalanlarını, iftiralarını peşi sıra düzmeye başladılar.
Biz çok iyi biliyoruz ki, Devleti zaafa düşmüş olarak göstermelerinin sebebi depremzedeleri düşünmekten ziyade Siyasi İkballerini düşünmeleriydi, hiç çekinmediler, asla utanmadılar ve süreci sadece siyasetlerine alet ettiler.
Devlet Enkaz altında kaldı mı demediler,
Baraj yıkılmak üzere yalanını atıp kurtarma ekiplerinin dahi çalışmalarını aksatıp ölümlere mi sebep olmadılar!
Afganlılar enkazdan çıkan kadınların kollarını kesip bileziklerini çalıyorlar iftirasını mı atmadılar!
Hayal güçlerini o denli zorladılar ki en sonunda “Enkazdan önce AKP’liler çıkarılıyor” yalanını dahi attılar…
Cumhurbaşkanımız dedi ya “Daha başka konuşacağım ama konumum el vermiyor” diye ben de aynen katılıyorum ve Hay Sizin Yalanınızın… demekle yetiniyorum maalesef.
Bu insanlıktan nasibini almamış manen hayvandan aşağıya seviyelere inmişlerle mücadelem her mecrada ve ölene dek devam edecek, şahsını düşünen, partisini düşünen, siyasi ikbalini düşünen namerttir!
Bütün Vatan Millet sevdalılarını, siyasi görüşü ne olursa olsun Devletimizin bekasını düşünenleri de bu mücadeleyi ehil oldukları her alanda sürdürmeye davet ediyorum vesselam.
Bize kalemle yazmayı öğreten Rabbimize şükürler olsun.